Yıl M.Ö 53, Yer şu an ki adı Harran olan, “Carrhae”. Mayıs ayının son günü Roma Lejyonları tarihin en rezil yenilgisini tatmak üzeredir.
Bir kaç yıl sonra, Marcus Antonius Partlar ile anlaşma imzalar; esir alınan 7 lejyonun kartallarını, armalarını geri alır fakat; askerleri alamaz. Partlar; 10,000 Roma askerini Doğu’daki büyük Hun tehlikesini önlemek ve askerlerin bağlılığını kazanmak için Türkmenistan civarına yollar.
Ordunun başında 62 yaşında, Roma’nın en varlıklı ve nüfuzlu adamlarından Marcus Licinius Carassus bulunmaktadır. Her ne kadar para ve şanı olsa da, her düşmanı alt eden Roma Lejyonları ile kayda değer bir başarısı bulunmamaktadır. Pompeius Magnus ve Caeser’a özenir. Senato’dan zar zor izin alarak, lejyonlarını toplar muhteşem doğuya doğru yola çıkar.
Crassus kötü bir komutan aynı zamanda, çok kötü bir konuşmacıdır. Askerlerine geçtikleri bir köprüden sonra, “bu köprüyü yakacağım, hiç birimiz geri dönemeyeceğiz.” gibi abuk laflar etmekte; ordu’daki morali sıfırlamaktadır.
Mayıs ayının son günü Partlar(Parthian) ile Roma lejyonları arasında kanlı bir savaş başlar. Zaten savaşın kanlı kısmı Romalıların tarafıdır. Zira, 10,000 Part okçusu 400 m’ye kadar ok atabilen silahları ile Romalıları keklik gibi avlamaktadırlar. Bu zaafiyetin üzerine Aramanis’in 6,000 atlısı ile taraf değiştirmesi; savaşın yönünü iyice değiştirmiştir. Panik halinde askerlerine kapanın emri veren Crassus; askerlerini kolay hedef haline getirip, 15,000 kişilik ordu karşısında 20,000 askerini kaybetmiştir. 10,000 askeri esir alınmış, kendisininde başı kesilmiştir.
Bir kaç yıl sonra, Marcus Antonius Partlar ile anlaşma imzalar; esir alınan 7 lejyonun kartallarını, armalarını geri alır fakat; askerleri alamaz. Partlar; 10,000 Roma askerini Doğu’daki büyük Hun tehlikesini önlemek ve askerlerin bağlılığını kazanmak için Türkmenistan civarına yollar.
Peki bu 10,000 lejyonere ne oldu? Bu soruyu araştıran en önemli Profesör Homer Hasenpflug Dubs 1955 yılında Londra’da bir konuşma yaptı; ” Antik Çin’de Roma Şehri”
Dubs’ın bulgularına göre Çinliler 36 MÖ ‘de Taşkent Özbekistan’da bir kenti ele geçirdiler ve bu kenti savunan bazı askerlerin hiç görülmemiş taktikleri ve düzenleri vardı. Ayrıca, çok iyi savaşçılardı. Bunun üzerine bir kısmını esir alıp daha da doğuya götürdüler. Grubun yaşadığı yerin adını Li-Jien koydular. (Lejyonun çince okunuşu). 145 kişi oldukları kaydedilen bu savaşçılar yerleştirildikleri yeri Tibet akınlarına karşı korudular ve orada kendilerine hayat kurdular. İki seferdir esir alınıp başka ordulara kaydedilen lejyonerler en sonunda durabildiler.
Dubs’ın anlattığı şehir bugün haritalarda yok fakat Dubs’a göre ismi Zhelaizhai. 1993 yılında yapılan araştırmalarda Çinlilerin hiç kullanmadığı yöntemlerle yapılmış savunma binaları ve yapılar bulundu. Fakat, bu yöntemler Roma’da çoktandır biliniyordu.
Zhelaizhai’de yaşayan insanlar da fiziksel olarak çinlilerden daha farklılar. Sung Guorong isimli köylünün boyu 1,82, sarı saçlı ve mavi gözlü. Bunun yanında büyük burnu ve yarı çekik gözleri var. Kendisine sorulduğunda gururla Roma’lıyım Çinli değilim diyor. Ayrıca, bölgede birçok insanın kendisi gibi olduğunu da belirtmiş. Langzou Üniversitesi’nin yaptığı genom araştırmasına göre, bu kişilerin genleri %46 ile Avrupa kökenli çıkmış. Zhelaizhai kentinde ayrıca boğa güreşi ve boğa merakı gibi Avrupa adetleri hala sürmektedir. (hiç bir komşu kentte benzeri bir kültür yok)

Yorumlar
Yorum Gönder